İçeriğe geç

Korkutma ile gerçekleştirilen bir hukuki işlem nedir ?

Korkutma ile Gerçekleştirilen Bir Hukuki İşlem Nedir? Gündelik Hayattan Hukuk Zenginliklerine Bir Yaklaşım

Merhaba sevgili okur, bugün birlikte hukukun görece “sessiz” ama etkisi derin bir köşesine bakacağız: yani Korkutma (İkrah) ile gerçekleştirilen hukuki işlemler. Kimi zaman bir sözleşme imzalanırken hiç fark etmeden bir baskının gölgesinde kalırız. İşte o gölge, irademizi ve özgürlüğümüzü sarsabilir. Bu yazıda, korkutmanın kökenlerine, günümüzde nasıl karşımıza çıktığına ve geleceğe dair potansiyellerine birlikte dalacağız. Arkadaşça, samimi bir tonda—sanki bir grup kafa yoruyoruz gibi.

Korkutmanın Kökenleri: Hukukta İrade Bozukluğu ve İkrah

Hukukta bir işlemin geçerli olabilmesi için tarafların özgür ve bilinçli bir iradeyle hareket etmesi gerekir. Ancak bazen bu irade “sakalanır”; işte burada devreye “irade bozukluğu” kavramı girer ve korkutma, bu bozukluğun özel bir biçimidir. ([24Hukuk][1])

Korkutma, şöyle tanımlanır: bir kimse, yapmak istemediği bir hukuki işlemi yapmadığı takdirde kendisinin veya yakınlarının zarara uğratılacağı tehdidiyle yaparsa bu durumda korkutma söz konusu olur. ([24Hukuk][1])

Yani, bir kişi isteyerek değil de “zorla”, şiddetli bir korku altında işlem yapmak zorunda kalıyorsa—bu sadece vicdanî değil, hukuki bir sorun da yaratır.

Türk hukukunda bu düzenleme, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 37‑39’da yer almakta. ([Ardahan Çakır][2])

Günümüzde Korkutmanın Yansımaları: Nerelerde Karşımıza Çıkar?

Gelin birkaç somut alan düşünelim:

Mesela bir taşınmaz devri yapılırken mal sahibinin yakınlarının baskı altında olduğu bir ortamda “ya şimdi imzalarsın ya…” gibi bir tehditle imza atılması—inşa edilmiş bir sözleşme aslında özgür iradeye dayanmaz. Hukukta bu tür işlem iptal edilebilir: “sözleşmeyle bağlı değildir.” ([Avukat Baran Doğan][3])

İş dünyasında ortaklık sözleşmeleri yapılırken, bir tarafın diğerine “aynı zamanda başka şikâyet çıkarırım, seni zor duruma düşürürüm” diye söylediği ve bu nedenle ortaklık imzalandığı durumlar da korkutma altında yapılmış işlem olarak değerlendirilebilir.

Aile içinde, varlık devri ya da mal paylaşımı sırasında “bunu imzalamazsan haklarımı kullanırım” gibi sözlerle yönlendirilme de. Bu, toplumsal alana sızan bir korkutma örneğidir.

Bu örnekler gösteriyor ki korkutma yalnızca “silâh çek‑zorla imzalat” gibi uç durumda değildir; daha “ince” baskıların, tehditlerin gölgesinde de olabilir. Ve önemli olan: bu baskının “ağır ve derhal vuku bulacak bir tehlike” yaratıyor olması gerekir. ([Hukuk Bankası][4])

Aynı zamanda, korkutma iddiasında bulunan kişi, durumun gerçekliğini yani şartların oluştuğunu ispatla yükümlüdür. ([Limanhukuk][5])

Geleceğe Bakış: Dijitalleşme, Çeşitlilik ve Sosyal Döngü

Şimdi düşünelim: hızla dijitalleşen dünyanın içinde korkutma olgusu nasıl evrilecek? Yazılı sözleşmeler yerini çevrimiçi formlara bırakırken, kişilerin iradesi daha da görünmez risklerle karşılaşabilir. Örneğin: bir çalışan, “ya bu dijital formu onaylarsın ya seni işten çıkarırım” tarzı bir mesaj alabilir. Bu durumda da irade bozukluğu söz konusu olabilir.

Ayrıca toplumsal dönüşümle birlikte: farklı kültürlerden gelen bireyler, ekonomik olarak dezavantajlı gruplar—baskı altında işlem yapmaya daha yatkın olabilir. Hukuk sisteminin bu çeşitliliği görmesi ve koruması önemlidir.

Ve bir üçüncü nokta: sosyal adalet perspektifinden bakarsak, korkutma ile yapılan işlemler genellikle güçlü olanın elini kuvvetlendirir, zayıf olanın elini bağlar. Bu durumda geleceğe dair vizyon şöyle olmalı: iradesi özgür olmayan bireyin hukuk önünde hakkını koruyabildiği bir sistem.

Belki ileride “irade sakatlığı dijital iz” gibi kavramlar gündeme gelecek: imza atmadan önce “Bu işlem size baskı altında mı yapıldı?” diye bir otomatik kontrol sistemi? Kim bilir.

Arkadaşça Bir Davet: Sen Ne Düşünüyorsun?

Şimdi sana yönelmek istiyorum:

Bir işlemi imzalarken hiç “ya yapmazsam ne olacak?” diye düşündün mü?

Günümüzde dijitalleşme ve hızla yapılan sözleşmeler bağlamında, irade hakkının nasıl korunması gerektiğini düşünüyorsun mu?

Hukukta korkutma gibi kavramların toplumsal adalet çerçevesinde daha görünür olması için ne gibi politikalar olmalı?

Senin görüşlerini duymak isterim. Yorumlarda paylaş, birlikte düşünelim. Çünkü hukuk yalnızca mahkeme salonlarında değil, her gün imzaladığımız işlemlerde, her “tamam” dediğimiz belgede var. İrade özgürlüğü, senin hakkın—geleceği birlikte şekillendirelim.

[1]: https://24hukuk.com/makale/korkutma-ikrah-sartlari-ispat-ve-sozlesmeye-etkisi/?utm_source=chatgpt.com “Korkutma (İkrah) Şartları, İspat ve Sözleşmeye Etkisi”

[2]: https://www.ardahancakir.av.tr/korkutma-borclar-hukukunda-ikrah/?utm_source=chatgpt.com “Korkutma: Borçlar Hukukunda (İkrah) – Ardahan Çakır”

[3]: https://barandogan.av.tr/blog/borclar-hukuku/korkutma-ikrah-nedeniyle-sozlesmenin-iptali-veya-feshi-nedir-bk.html?utm_source=chatgpt.com “Korkutma (İkrah) Nedeniyle Sözleşmenin İptali (Feshi)”

[4]: https://www.hukukbankasi.net/korkutma-ikrah-sartlari-ispat-ve-sozlesmeye-etkisi/?utm_source=chatgpt.com “Korkutma (İkrah) Şartları, İspat ve Sözleşmeye Etkisi – Hukuk Bankası”

[5]: https://liman.law/paylasim/korkutma-ikrah-hukuki-nedenine-dayali-tapu-iptali-davalari?utm_source=chatgpt.com “Korkutma (İkrah) Hukuki Nedenine Dayalı Tapu İptali Davaları”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
https://alfabahisgir.orgbetexper.xyz