Pekmez Toprağı Adı Nedir? Tarihin Tatlı ve Sessiz Tanığı Bir tarihçi olarak her sabah eski defterleri karıştırırken aynı soruyla karşılaşırım: Geçmiş, bize ne anlatıyor? Bu sabah ise elimdeki notlarda geçen bir kelimeye takıldım: “Pekmez toprağı.” İlk bakışta önemsiz bir ayrıntı gibi görünse de, bu ifade Anadolu’nun tarım kültürünü, toplumsal dönüşümünü ve doğayla kurduğu ilişkiyi anlamak açısından eşsiz bir ipucudur. Pekmez toprağı, yalnızca bir madde değil; tarih boyunca tatlıyla emeğin, doğayla insanın simbiyotik ilişkisinin simgesidir. — Pekmez Toprağı Nedir ve Ne İşe Yarar? Pekmez toprağı, geleneksel pekmez yapımında kullanılan, genellikle beyaz veya gri renkli doğal bir toprak türüdür. Bu toprak, üzüm…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Kene Otu Türkiye’de Nerede Yetişir? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, her zaman kelimelerin gücünü ve anlatıların dönüştürücü etkisini en derin şekilde hissettiren bir alandır. Bir sözcük, bir imgeler dünyası yaratabilir, bir cümle ise karakterlerin ruh halini açığa çıkarabilir. Bugün, derin anlamlar yüklenmiş bir bitkiyi – kene otunu – konuşacağız. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yetişen bu bitki, yalnızca biyolojik bir varlık olmanın ötesine geçer. Edebiyatla buluştuğunda, doğanın sunduğu her detay, bir anlatının yeni bir yönünü ortaya koyar. Kene otu, belki de en sessiz tanıklardan biri olarak yerini alır; hem doğanın hem de insan ruhunun birer simgesine…
Yorum BırakHükümet Konağı İsmi Nereden Gelir? Bir Tarihsel Yolculuk Geçmişi Anlamak ve Bugünle Bağ Kurmak: Bir Tarihçinin Samimi Girişi Bir tarihçi olarak, geçmişin izlerini takip etmek, o dönemin ruhunu ve düşünsel yapısını anlamak, günümüzle bağ kurmanın en etkili yollarından biridir. Geçmişteki her terim, her kavram, bazen göründüğünden çok daha derin anlamlar taşır. Bu yazıda da tam olarak bu yaklaşımı benimseyerek, “Hükümet Konağı” isminin kökenine inmeyi hedefliyoruz. Hükümet Konağı, ilk bakışta sıradan bir bina adı gibi görünse de, aslında geçmişteki toplumsal yapılar, siyasal değişim süreçleri ve idari dönüşümler hakkında önemli ipuçları sunar. Bu terimin nasıl şekillendiğini, tarihsel süreçler ve toplumsal dönüşümler üzerinden…
Yorum BırakHristiyanlarda En Çok Hangi Mezhep? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış İnanç sistemleri, sadece kutsal metinlerle değil, aynı zamanda toplumların sosyal dokusu, toplumsal cinsiyet rolleri ve adalet arayışlarıyla da şekillenir. Hristiyanlık bu açıdan insanlık tarihinin en güçlü kolektif deneyimlerinden birini temsil eder. Ancak milyonlarca inananı kapsayan bu din içinde en çok mensubu olan mezhep hangisi? Ve bu mezhebin küresel ölçekteki etkisi, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet dinamiklerini nasıl biçimlendiriyor? Bu yazıda bu sorulara hem analitik hem de empati odaklı bir merakla yaklaşalım. Küresel Ölçekte Hristiyan Mezheplerinin Dağılımı Dünyada yaklaşık 2,4 milyar Hristiyan var ve bunların ezici…
Yorum BırakGerçek Solventler Nelerdir? Bir Laboratuvar Masasının Etrafında Başlayan Hikâye “Bugün size küçük bir hikâye anlatmak istiyorum,” diye başlıyorum ekibin mini toplantısında. “Bir kimya laboratuvarının penceresinden süzülen sabah ışığı, iki insanı aynı hedefe ama farklı yollardan çağırıyordu.” Bu iki kişi, proje yöneticisi Baran ve malzeme mühendisi Deniz. Baran, stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımıyla planı netleştirmeye hazır; Deniz ise empatik ve ilişkisel diliyle ekibi dinleyerek anlamak istiyor. İkisi de aynı sorunun etrafında: “Gerçek solventler nelerdir?” ve “Hangi çözücü, bu karmaşık karışımı gerçekten çözer?” Hikâyenin Kalbi: “Benzer Benzeri Çözer” Masanın Üzerine Yayılır Baran, beyaz tahtaya hızlıca yazar: “Hedef: polimer katkıyı matris içinde homojenleştirmek.…
Yorum BırakHizmetli Memur Kaç Saat Çalışır? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimcisinin Düşünceleri Bir siyaset bilimcisi olarak, güç ilişkilerinin ve toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini anlamak, bireylerin gündelik yaşamlarında yaşadıkları deneyimlerin arkasındaki ideolojik, politik ve ekonomik faktörleri çözümlemekle başlar. Hizmetli memurun kaç saat çalıştığı sorusu da aslında bu daha geniş güç yapılarının, sınıfsal farkların ve toplumsal normların nasıl şekillendiğiyle doğrudan bağlantılıdır. Çalışma saatleri, sadece bireysel bir iş gücü kullanımı meselesi değil, aynı zamanda iktidarın, kurumların ve vatandaşlık anlayışının bir yansımasıdır. Bugün, bu soruya dair farklı bakış açılarını, iktidar, kurumlar ve ideoloji çerçevesinde sorgularken, erkeklerin…
Yorum BırakHitabe Ne Anlama Gelir? Antropolojik Bir Perspektif Kültürlerin Çeşitliliğini Merak Eden Bir Antropoloğun Davetkâr Girişi Kültürler, insanlar arasında birbirinden farklı ritüeller, semboller ve dil kullanımları ile şekillenir. Her bir topluluk, kendine özgü normlarla, iletişim biçimleriyle ve kimlikleriyle varlığını sürdürür. Antropologlar olarak, bizler bu farklılıkları anlamaya çalışırken, toplumsal ritüeller ve dilin topluluk yapıları üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleriz. Bir kavram, bu etkileşimi en net şekilde ortaya koyar: hitabe. Peki, hitabe nedir ve kültürel bağlamda ne gibi anlamlar taşır? Bu yazıda, hitabenin antropolojik bir perspektifle, ritüeller, semboller ve kimlikler bağlamında nasıl bir anlam kazandığını inceleyeceğiz. Ayrıca, hitabenin toplulukların yapılarına nasıl etki ettiğini ve…
Yorum BırakDomateslere Hastalık Gelmemesi İçin Ne Yapmalı? Ezberleri Bozan Cesur Bir Yol Haritası En pahalı ilaç, yanlış pratiktir: hijyen + hava + su yönetimi + dirençli çeşit = en ucuz sigorta. “Domates hastalığını ilaç çözer” diyenlere baştan itirazım var. Domates yaprağındaki ilk lekeden sonra panikle şişe arayan refleks, problemi daima gecikmiş ve pahalı hale getirir. Hastalık gelmeden önce yapılanlar—ve yapılmayanlar—sonucu belirler. Bu yazı, “herkes böyle yapıyor” ezberini değil, bilimin önerdiği bütüncül (IPM) yaklaşımı savunuyor. Cesur olun: etrafın alışılagelmiş hatalarını eleştirmeden ilerleyemeyiz. — Ezber 1: “İlaç Olmadan Olmaz” — Peki Hijyen Neden En Son Akla Geliyor? Hastalığın üç ayağı vardır: konukçu (bitki),…
Yorum BırakHindoloji Okulu Nedir? Tarihsel Bir Bakış ve Günümüze Yansımaları Bir tarihçi olarak, geçmişin tozlu raflarına dokunarak bugünü daha iyi anlamaya çalışmak her zaman ilginç bir uğraş olmuştur. Her dönemin kendine özgü düşünsel dünyası, insanlık tarihinin zengin bir mozağini oluşturur. Bu bağlamda, Hindoloji okulu gibi bir alandaki düşünsel akımlar da yalnızca geçmişin izlerini sürmekle kalmaz, aynı zamanda günümüzle paralellikler kurarak toplumsal dönüşümün izlerini anlamamıza yardımcı olur. Hindoloji okulu, Hindistan’ın tarihi, kültürü, dili ve dini üzerine yapılan akademik çalışmaların bir bütünüdür. Ancak bu okul, sadece Hindistan’la sınırlı kalmaz; Batı dünyasının Hindistan’ı nasıl algıladığını, bu algıların zaman içinde nasıl şekillendiğini ve toplumsal değişimlere…
Yorum BırakHikayeleştirme Tekniği Nedir? Felsefi Bir Bakış Bir Filozofun Gözünden Hikâye Anlatımının Derinlikleri Hikayeleştirme tekniği, yalnızca bir anlatı biçimi değil, aynı zamanda düşünsel bir süreçtir. Bu teknik, insanların dünyayı algılama biçimlerini şekillendirirken, bir yandan da dilin, anlamın ve gerçekliğin sınırlarını zorlar. Filozof bakışıyla, hikâye anlatımı, sadece bir olayın veya karakterin hikâyesini aktarmakla kalmaz, aynı zamanda o olayların ve karakterlerin derin anlamlarını ortaya koyar. Bu, bireyin varlık dünyasında anlam arayışını, etik değerlerin sorgulanmasını ve bilginin nasıl oluştuğunu anlamamıza olanak tanır. Felsefi düzeyde, hikayeleştirme yalnızca bir anlatıma değil, dünyaya dair bir keşfe de dönüşebilir. Peki, hikayeleştirme tekniği neyi anlatmak, nasıl anlatmak ve ne…
Yorum Bırak