İskanı Olmayan Ev Alınır Mı? Tarihsel Bir Bakışla Modern Emlak Piyasası
Bir tarihçi olarak geçmişi incelediğimde, toplumsal normlar ve ekonomik sistemlerin nasıl birbirini etkileyip şekillendirdiğine dair her dönemin kendine özgü hikâyeleri olduğunu fark ediyorum. Emlak piyasası da bu dinamiklerden nasibini almış, zaman içinde değişen toplumsal taleplere, yasal düzenlemelere ve ekonomik krizlere paralel olarak evrim geçirmiştir. Bugün, konut alırken karşılaştığımız önemli bir soru ise, belki de en çok tedirginlik yaratan sorulardan biri: “İskanı olmayan ev alınır mı?”
Iskan belgesinin önemi, ilk bakışta yalnızca bir yasal zorunluluk gibi görünebilir. Ancak, bu soruyu tarihsel bir perspektifle ele aldığımızda, aslında çok daha derin bir tartışmaya açılan kapı aralamış oluyoruz. Geçmişten bugüne inşa edilen yapılar, sadece birer fiziksel varlık değil, toplumların değerler sisteminin, ekonomik düzenin ve hukuk anlayışının da bir yansımasıdır. Bu yazıda, iskan belgesi olmayan bir ev almanın tarihsel arka planına bakarak, modern toplumdaki karşılıklarını inceleyeceğiz.
—
1. Tarihsel Süreç ve Yapılaşmanın Evrimi
Türkiye’de iskan belgesinin önemi, cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanır. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, hızla büyüyen şehirlerde modern yapılaşma süreci başladı. Ancak, bu süreçteki en büyük zorluklardan biri, plansız büyüme ve bunun sonucunda ortaya çıkan kaçak yapılar olmuştur. 1940’lardan itibaren Türkiye’de hızla artan nüfus ve köyden kente göç, şehirlerin hızla büyümesine neden olmuş; buna paralel olarak, binaların ruhsatsız ve iskanı olmayan şekilde inşa edilmesi yaygınlaşmıştır.
İskan belgesi, aslında bir düzenleme aracıdır ve devletin kentleşme sürecini denetleme, yapıların güvenliğini sağlama ve yaşam standartlarını belirleme ihtiyacından doğmuştur. 1980’lerde ve sonrasında, daha sıkı denetimlerin yapılmasıyla birlikte iskan belgesi almanın gerekliliği arttı. Bu süreç, zamanla emlak piyasasının temeli haline geldi. Çünkü yalnızca iskanı olan yapılar, resmi işlemler ve altyapı hizmetlerine (su, elektrik, doğalgaz) bağlanabiliyor; böylece hem yapının güvenliği hem de hukuki statüsü garanti altına alınıyordu.
—
2. Kırılma Noktaları ve Emlak Piyasasında Değişimler
1980’ler ve 1990’larda Türkiye’deki hızlı sanayileşme ve şehirleşme, aynı zamanda emlak sektörünün de hızla büyümesine neden oldu. Ancak bu dönemde, yapılaşma hızının denetlenememesi, birçok yapının iskan belgesinden yoksun olarak inşa edilmesine yol açtı. O yıllarda, iskan belgesinin yalnızca güvenlik açısından değil, aynı zamanda ekonomik anlamda da çok fazla değer taşıdığı bilinmiyordu. Ancak, 2000’lerden sonra, özellikle büyük şehirlerdeki emlak piyasasında artan talep ve artan riskler, iskan belgesinin önemini daha görünür kıldı.
2000’lerin başlarında Türkiye, inşaat sektöründe büyük bir patlama yaşadı. Ancak bu büyüme, beraberinde kaçak yapılar, imar afları ve iskan belgesi olmadan yapılan konutlar gibi sorunları da getirdi. Bu dönemde, özellikle büyük şehirlerde iskanı olmayan evlerin alım satımı, ciddi riskler doğuruyordu. Çünkü iskan belgesi olmayan bir evin, altyapı hizmetlerine erişimi sınırlıydı ve hukuki olarak geçerliliği de tartışmalıydı. Yani, iskanı olmayan bir ev almak, sadece bir ekonomik karar değil, aynı zamanda büyük bir risk taşımaya başlamıştı.
—
3. İskanı Olmayan Ev Almak: Riskler ve Dönüşüm
Bugün, iskan belgesinin varlığı, hem hukuki hem de ticari açıdan büyük bir önem taşıyor. Eğer bir evin iskan belgesi yoksa, o evin yasal statüsü de belirsizdir. Ev sahibi olmanın yanı sıra, yapının resmi olarak tanınması, alım-satım işlemlerinin sorunsuz ilerlemesi, tapu ve kredi işlemleri, en basitinden su ve elektrik gibi altyapı hizmetlerine erişim bile iskan belgesine bağlıdır.
Ancak tarihsel süreçte görüyoruz ki, Türkiye’deki emlak sektörü, daha önce pek de ciddiye alınmayan iskan belgesi gibi bir unsuru, zamanla temel bir gereklilik haline getirmiştir. Önceki yıllarda iskan belgesi olmadan yapılan evler, genellikle “geçici” ya da “sahipsiz” gibi kavramlarla tanımlanır, bu evlerin alım satımı çok daha kolay olurdu. Ancak günümüzde, iskanı olmayan bir ev almak sadece hukuki riskler taşımakla kalmaz, aynı zamanda alıcı için bir güven sorunu da doğurur.
—
4. Sonuç: Geçmişten Bugüne Paralellikler
Tarihsel olarak inşaat ve yapılaşma süreçlerinde yaşanan kırılma noktaları, bugünkü emlak piyasasında karşımıza çıkan sorunların kökenini anlamamıza yardımcı olur. İskan belgesinin zamanla emlak piyasasında belirleyici bir faktör hâline gelmesi, modern toplumun değer yargılarının, güvenlik anlayışının ve ekonomik düzenin evrimini yansıtır. Bugün, iskanı olmayan bir ev almak, sadece fiziksel bir yapıyı değil, bir toplumun düzenini, güvenliğini ve geleceğini de riske atmak anlamına gelir.
Peki siz, geçmişten gelen bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? İskanı olmayan ev almanın getirdiği riskler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda yaşadığınız deneyimler ve gözlemler, toplumsal dönüşümlerin yansıması olarak farklı perspektifler sunabilir. Yorumlarınızı paylaşarak bu konuya dair düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.